Geçen sene düzenlenen ve bir parçası olmaktan çok mutlu olduğum Avrupa Rüyası otobüsle Avrupa turu organizasyonuna katıldım. Öyle bir planlama yapmışlar ki; 19 günde tam 26 Avrupa şehrini gezme şansınız oluyor. Otobüsle Avrupa turu yapan, bi yerlere gitmiş herkes eminim tek seferde bizim gibi gezmemiştir. Böyle bir şansı bana tanıdıkları için Avrupa Rüyası ekibine teşekkür ederek yazıma başlıyorum.

II.Dünya savaşından hiç bir zarar görmeden günümüze kadar gelen bu güzel Belçika şehri şehir 2000 yılında Unesco Dünya Miras listesine alınmış. Almanlar şehre bomba atmaya kıyamamış heralde ki hala olduğu gibi duruyor. Şehrin kanalları da oldukça meşhur. Zaten Brugge (Brüj) kanallar anlamına geliyor ve çevre ülkelerin dilinde de aynı şekilde yer alıyor. Ayrıca bu kent dantelleriyle de çok ünlü. Şehirde dolaşırken dantell dükkanlarını görebilir, alışveriş yapabilirsiniz.

Burg Meydanı
Burası şehrin eski surlarının içinde kalan ünlü bir meydanı. Ben gezime buradan başladım. Bu meydanda Bishop’s Palace (Piskopos Sarayı), Stadhuis (Belediye Binası), Eski Nüfus müdürlüğü ve Kutsal Kan Bazilikası gibi binalar yer alıyor.

Belediye Binası
1280 yılında Belfry kulesinde çıkan bir yangınla kullanılamaz hale gelen yapı, 1376’da şehir meclisinin toplanma binası olmuş. 1421 yılında ise gotik mimari tarzda yenilenmiş. Günümüze gelene kadar da yenilenmeye devam etmiş. Şuanda en eski malzeme 18. yy’dan kalma.
Eski Nüfus müdürlüğü binasının dışındaki altın sarısı heykellerin Musa peygamberi ve kardeşini temsil ettiğini de rehberimiz Levent Bey’den öğrendik.

Kutsal Kan Bazilikası
Kilisenin yapımına 1134 yılında başlanmış ancak çok ilginçtir ki 1923 yılına kadar tamamlanmaya devam edilmiş. Dediklerine göre Hz. İsa’nın kanının olduğu bez parçası Kudüs’den bu kiliseye getirilmiş ve bu yüzden de ziyaretçiler için oldukça önem taşıyan bir kiliseymiş. Her Cuma günü bu kutsal bez parçası bi törenle sergileniyormuş.

Tekne Turu
Eski nüfus müdürlüğünün olduğu binanın altındaki geçitten geçip Dijver nehri boyunca yürürken köprünün ayağından kalkan kanal turları yapan botlar gördüm. Bizim otobüsümüz şehirde kısa bir süre kaldığı için tekne turu yapamadım ama eğer sizin vaktiniz olursa denemenizi öneririm. Tur ücreti 8€ ve yaklaşık yarım saat sürüyor. Ben tekne turlarının başladığı yere yakın bir yerde kahve içip kanalları seyrettim.
Brugge tam anlamıyla Orta Çağ’dan kalma bir masal kenti ve şehirdeyken geri dönmek istemeyiyorsunuz. Ancak ben otobüsle Avrupa turuma devam etmek zorundayım. Daha görüp gezeceğim bir sürü yer var. Avrupa Rüyası otobüsü beni bekler. Brugge beni adeta büyüledi, umarım sizlerde de aynı etkiyi bırakır. Buralara gelmek hatta tüm Avrupayı baştanbaşa gezmek isterseniz Avrupa Rüyası’nı tavsiye ederim.